Antalya Psikoloji

Anoreksiya Belirtileri ve Tedavisi

ANOREKSİYA NERVOSA

Anoreksiya nervoza zayıf olma adına sıklıkla ölesiye açlıkla beraber giden bir rahatsızlıktır. Kişi en düşük sağlıklı/normal kiloda olmayı reddeder, kilo almaktan şiddetle korkar, kendi bedenini ve beden biçimini beğenmez ve yanlış yorumlar.

Hastaların bir kısmı gıda alımını şiddetli bir şekilde azaltarak, bir kısmı ağır egzersiz programları yaparak, bir kısmı ise ara dönemlerde yaşadıkları tıkanırcasına yeme ataklarını uygunsuz olarak telafi etmeye çalışarak (kendilerinin tetiklediği kusma vb ile) kilo verir.

İştah kaybı anlamına gelen “anoreksiya” sözcüğü esasında yanlış adlandırmadır, çünkü hastalığın geç dönemlerine kadar iştah kaybı oldukça nadirdir.

Kimlerde daha sık görülür?

Kadınlarda, erkeklere nazaran daha sık görülür ve başlangıcı genellikle ergenliktedir. Anoreksiya nervoza’nın ergen kızların %0,5 ile 1’inde görüldüğü tahmin edilmektedir. Kızlarda erkeklerde olduğundan 10 ila 20 kat daha sık görülür.

En sık olarak gelişmiş ülkelerde ve balerinlik ya da mankenlik gibi ince olmayı gerektiren mesleklerde çalışan genç kadınlarda görülür.

Anoreksiya nervoza hastalarının kız kardeşleri hastalığa yatkındır, fakat bu yatkınlık genetik etkenlerden çok sosyal etkileşimle ilişkili olabilir.

Hangi yaşlarda daha fazla görülür?

Anoreksiya nervoza genellikle 10-30 yaşlar arasında başlar. Bu sınırlar dışındaki hastalar tipik değildir ve tanı sorgulanmalıdır. 13 yaşından sonra hastalığın başlama sıklığı hızla artar; 17–18 yaşlarda maksimum sıklığa ulaşır. Hastaların %85’in de başlangıç 13–20 yaşlar arasındadır.

Sebepleri nelerdir?

Biyolojik, genetik, sosyal ve psikolojik faktörler anoreksiya nervozanın sebepleri arasında yer alır.

Anoreksiya nervosa hastalarının yakınlarında bu hastalığa yakalanma riski daha fazladır. Bu risk artışında elbette genetik faktörler önemlidir ve fakat sosyal etkileşim, yetiştirme tarzı, kültürel faktörler de çok önemlidir.

Medyada ince bedene sahip olmanın özendirilmesi, güzel kadının zayıf olması gerektiği vurgusu anoreksiya nervosa riskini arttırır.

Bozukluğun bulunduğu genç kadınlarda altta yatan psikolojik rahatsızlık kuramları arasında en çok kabul göreni genç kızlıktan kadınlığa geçişle ilgili çatışmalar bulunur.

Bir kısım hasta ise özgür iradelerinin ve kendilik duygularının olmadığı duygusunu yaşarlar. Çoğu vücutlarının ebeveynlerinin kontrolü altında olduğu kanısındadır; bu yüzden aç kalmak tek ve özel bir kişi olduklarını kanıtlama çabası olabilir.

Belirtileri nelerdir?

Anoreksiya nervoza için tanı ölçütleri aşağıdaki gibidir;

  • Yaşı ve boy uzunluğu için olağan sayılan en az kiloda veya bunun üzerinde bir vücut ağırlığına sahip olmayı kabul etmeme
  • Beklenenin altında bir vücut ağırlığına sahip olmasına karşın kilo almaktan yada şişman biri olmaktan aşırı korkma
  • Kişinin vücut ağırlığı yada biçimini algılama biçiminde bozukluk olması, kendini değerlendirmede vücut ağırlığı yada biçiminin anlamsız bir etkisinin olması yada o sırada vücut ağırlığının düşük olmasının önemini inkar etme
  • Kadınlarda menarş sonrası (adet görmeye başlama sonrası dönemde) en az üç menstrüel siklüsün olmaması

Bazı hastalar yiyecek alınımındaki istemli kısıtlamayı sürekli olarak kontrol edemez ve tıkınırcasına yeme atakları olur. Bu ataklar genellikle gizlidir ve sıklıkla geceleri olur. Yeme ataklarını sıklıkla istemli kusmalar izler. Hastalar kilo vermek için ilaçlar kullanırlar veya aşırı egzersiz (bisiklet binme, koşma ve yürüme ) yaparlar. Kilo kaybetmeye yönelik yapılan bu yersiz davranışların çoğu gizli olarak yapılır.

Anoreksiya nervoza hastaları çoğunlukla aileleriyle birlikte ya da halka açık yerlerde yemek yemeyi reddederler. Hastalar yiyeceklerle ilgili garip davranışlar gösterirler. Evin her tarafına gıda saklarlar, cebinde veya çantasında çok miktarda şekerleme bulundururlar. Yemek yerken kırıntıları mendilde toplamaya veya ceplerinde saklamaya çalışırlar. Tabaktaki yemekleri küçük parçalara ayırırlar, bu parçalarla oynarlar.

Yemek tarifi toplama ve başkaları için özenli sofralar kurma tutkuları yoğun olarak yiyecek düşündüklerinin delilleridir.

Hastaların kişilik yapısı genelde katı ve mükemmeliyetçi olma eğilimindedir.

Fiziksel şikayetler sık görülür ve özellikle karın ağrısı sıktır.

Hastaların büyük çoğunluğunda depresif, obsesif-kompulsif ve anksiyete belirtileri görülebilir.

Hastalar genellikle kilo kayıpları gözle görülür hale geldiğinde tıbbi incelemeye alınırlar. Kilo kaybı derinleştikçe ateş düşüklüğü, ödem, bradikardi (kalp atım hızının yavaşlaması), hipotansiyon /tansiyon düşüklüğü) ve lanugo (yeni doğanınkine benzer saç görünümü) gibi fizik belirtiler gözlenir ve bazı metabolik değişiklikler ortaya çıkar.

Anoreksiya nervoza, tıkanırcasına yeme ataklarıyla giden ve hastaların kilolarını normal sınırlar içerisinde tuttukları bulimia nervozadan ayırt edilmelidir.

Hastalığın seyri nasıldır?

Anoreksiya nervoza’nın gidişi aşağıda belirtildiği şekilde çok büyük farklılıklar gösterir;

  • tedavisiz düzelme
  • çeşitli tedaviler sonucu düzelme
  • dalgalanan kilo alımlarını izleyen tekrarlar
  • açlığın komplikasyonu olarak giderek kötüleşen ve ölümle sonuçlanan gidiş (çalışmalar %5–18 oranında ölüm olduğunu göstermektedir)

Tedavide iyi sonucun göstergeleri aşağıdaki gibidir;

  • açlık hissinin kabul edilmesi
  • inkâr ve immatürütenin azlığı
  • gelişmiş öz güven

Tedavide neler yapılır?

Çoğu hasta psikiyatrik tedaviye ilgisiz ve hatta dirençlidir; doktorun ofisine yakınları ya da arkadaşları tarafından gönülsüz getirilirler. Sıkı uygulamalar gerekli olduğundan hasta yakınlarının hekime ve tedavi ekibine güveni ve desteği mutlaka gereklidir.

Öncelikle hastada kilo kaybına neden olabilecek medikal bir hastalık (beyin tümörü ya da kanser gibi) olmadığından emin olunmalıdır.

Anoreksiya nervoza’nın karmaşık psikolojik ve medikal belirtileri, bireysel ve aile terapisi ve gereğinde hastaneye yatırmayı da içeren kapsamlı bir tedavi planı önerilir. Davranışçı, interpersonel ve bilişsel yaklaşımlar ve bazen de ilaç uygulaması yapılmalıdır.