Antalya Psikoloji

Depresyon Belirtileri ve Tedavisi

Toplumumuzda depresyon psikiyatrik hastalıklar arasında en sık görülenlerdendir. Bu sebeple halkımız arasında en çok bilinen, en çok ismi duyulan hastalıktır. Fakat ne yazık ki en sık yanlış kullanılan kavram da depresyondur. Hemen her türlü psikiyatrik hastalığa, psikiyatrik belirtiye depresyon adı konulmakta ve yaşam koşuşturması içindeki yaşanan normal sayılabilecek üzüntülerde bile “depresyondayım” şeklinde ifadeler kullanılmaktadır.

Depresyon, “kişide kalıtımsal, çevresel ya da hormonal bozukluklar sonrasında gelişen çökkünlük” halidir. Aşağıdaki dokuz belirtiden en az beşinin (ilk iki belirtiden en az biri bulunmak üzere), en az iki hafta süresince var olması durumuna “major (şiddetli) depresyon” denir.

Belirtiler nelerdir?

1-Hemen her gün ve günün büyük bir kısmında gözlenen çökkün bir duygudurum hali (kendini mutsuz, ağlamaklı, kederli hissetme hali).

2-Hemen her gün yaklaşık gün boyu süren tüm ya da çoğu etkinliğe karşı ilgi ve zevk almada azalma (daha önce keyif alınan işler ,hobiler ve alışkanlıklardan artık hoşlanmama, mecburen yapma hali, dünyayı verseler umurumda değil şeklinde bıkkınlık hisleri, bazı kişilerde cinsel isteksizlik ).

3-Diyet uygulanılmamasına karşın önemli derecede kilo kaybı ya da alımı (bir ay içinde vücut ağırlığının %5 ‘inden fazlasının artması ya da azalması ya da hemen her gün iştahta artma yada azalmanın olması.)

4-Hemen her gün uykusuzluk ya da aşırı uyku hali.

5-Hemen her gün olağan beyinsel ve vücutsal işlevsellik, hareketlilik halinde azalma ya da huzursuzluk (oturmayı veya yatmayı yeğleme ya da sıkıntıdan yerinde duramama).

6-Hemen her gün halsizlik, yorgunluk hisleri, daha önceki günler kadar enerjik hissetmeme.

7-Hemen her gün kendini değersiz hissetme, küçük görme, kendini beğenmeme, suçlu ya da günahkar hissetme hali.

8-Hemen her gün düşünme ya da konsantrasyon yeteneğinde azalma olması (konuşulanlara, okunan şeylere, izlenilen TV programlarına dikkatini verememe, söylenilenlerin bir kulaktan girip diğerinden çıkması gibi) ya da kararsızlık hali.

9-Tekrarlayan ölüm düşünceleri, intihar planları veya eylemlerinin varlığı.

Kimlerde daha fazla görülür?

Major depresyonun erkekler için hayat boyu görülme olasılığı % 2-12; kadınlar için % 5-26 arasında bulunmuştur.

Ailesinde depresyon görülen kişilerde, risk önemli ölçüde artar.

Major depresyon ayrılmış ve boşanmış kişilerde en çok; bekar ya da evlilerde ise daha az gözlenmiştir.

Eşini yeni kaybetmiş kişilerde de yüksek oranda major depresyona rastlanmıştır.

Bu kişilerin ailelerinde intihar ve alkolizme yüksek oranda rastlanmıştır.

Yapılan bir çalışmada son beş yıl içinde en az altı ay süre ile işsiz kalan kişilerde 3 kat daha fazla major depresyona rastlanmıştır.

  • Çocuklukta anne-baba ayrılığı ya da kaybı yaşayanlarda;
  • ailesinin beklentileri çok yüksek olan kişilerde;
  • kendisi, çevresi ve gelecekten beklentileri çok yüksek olanlarda;
  • stresli koşullar karşısında yeterli desteği bulamayanlarda depresyon daha fazla görülür.

Daha çok ilk depresyonun ortaya çıkmasında çevresel streslerin önemi vardır.

Özellikle 11 yaş öncesi anne ya da baba kaybı olan kişilerde sonraki yıllarda depresyon daha sık görülmektedir.

Sonraki yıllarda depresyon oluşturucu çevresel etkenler arasında en çok eş kaybı gelmektedir.

Depresif bir hastalık atağı yaşayan kişilerin en az %50’si bu atağı tekrar yaşarlar.

Tedavi nasıl olmaktadır?

Depresyon tedavi edilmediğinde ortalama 7-14 ay sürmektedir. Tekrar etmeme halinin yaşam boyu şansı % 25’ten azdır. Tedavi ile rahatsızlık 1-2 ay sürmektedir

Tedavi, ilaç tedavisi yanında psikoterapi ile mümkündür.

Antidepresif tedavinin en az 6 ay sürdürülmesi uygundur. Erken kesildiğinde (daha iyi hissedilmesi, ekonomik nedenler, yan etkiler vs. nedeniyle) hastalığın tekrarlaması açısından, en riskli dönemin ilk 4-8 hafta olduğu ama sonrasında da erken kesim halinde riskin yüksek olduğu saptanmıştır.

Depresyon neden önemlidir?

Major depresyon hastalarının %15 kadarı intihar ederek hayatlarına son vermektedir.

Depresyon kişilerin mesleki başarısını düşürmekte ve iş kayıplarına; cinsel bozukluklara yol açarak evlilik sorunlarına; kişinin durumun etkisinden kurtulmak, kendini rahatlatmak için alkol ve uyuşturucu maddelere yönelmesi sonucu trafik kazaları, kavga ve suça yönelme görülebilmekte, ruh sağlıkları bozuk çocuklara ve sonuçta ruh sağlığı bozuk bir topluma yol açmaktadır.