Sosyal Fobi Belirtileri ve Tedavisi
Sosyal Fobi, sosyal ortamlarda “başkalarının kendisini gözlediği, eleştirdiği” ya da “küçük düşerim, mahcup olurum, rezil olurum, benimle alay ederler” gibi düşüncelere aşağıdaki belirtilerin eşlik ettiği bir hastalıktır.
Belirtiler Nelerdir?
- Çarpıntı
- Titreme
- Terleme
- Kaslarda gerginlik
- Midede rahatsızlık hissi
- Göz temasından kaçınma
- Göğüste sıkıntı hissi
- Sıcak ya da soğuk basması
- Başta ağırlık hissi, baş ağrısı
- Konsantrasyon eksikliği
- Yüz kızarması ya da bunun olmasından korkma
Hangi Ortamlarda Sorun Yaşanır?
Dinleyiciler önünde konuşma
Yetkili biri veya çok iyi tanımadığı biriyle yüz yüze konuşma, gözlerinin içine bakıp konuşma
Birilerinin oturduğu odaya girme
İyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etme
Önceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunma
Başkaları tarafından izlenirken çalışma, sesli kitap okuma, yazı yazma
Toplum içinde yemek yeme, bir şeyler içme, telefonla görüşme
Partiye/eğlenceye gitme
Karşı cinsle iletişim kurma
Israrlı bir satıcıya karşı koyma, alınan bir malı parasını geri almak üzere iade etme
Görülme Sıklığı ve Başlangıç Yaşı Nedir?
Sosyal Fobi en sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biridir ve yaşam boyu görülme oranı %5-10 arasındadır.
Çocukluk çağından itibaren aşırı çekingen olan kişilerde, gelecekte sosyal fobi gelişme riski daha yüksektir. Okul fobisi olan çocukların %40’ının ileride sosyal fobi olduğu belirtilmektedir.
Sosyal Fobi çok erken yaşta başlayan bir hastalıktır. Hastaların %40’ında başlangıç yaşı 10’un altındadır. Hastaların %95’inde ise başlangıç yaşı 20’nin altındadır.
Nedenleri Nelerdir?
Sosyal fobide kalıtımın rolü çok güçlü olmasa da etkisi vardır. Akrabaları arasında sosyal fobik olan kişilerin bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir.
Çocuk yetiştirme biçimi hastalığın oluşmasında en önemli etkenlerdendir. Sosyal Fobiklerin anne-babaları genelde “aşırı koruyucu, kaygılı, aşırı mükemmeliyetçi, duygusal sıcaklıktan yoksun, katıdırlar”.
Ne Gibi Sonuçlar Doğurur?
Korkulan durumlardan “kaçınma davranışı” genellikle çok belirgindir ve bazen tam bir sosyal yalnızlıkla sonuçlanabilir.
Kaçınma sonucunda; okul ve meslek hayatı, sosyal ve aile ilişkileri bozulur.
Depresyon, alkol bağımlılığı ve ilaç bağımlılığı gelişebilir.
Ağır durumlarda intihar düşünceleri ve girişimleri olabilir.
Bu Sorun Nasıl Çözülür?
“Bilişsel Davranışçı Psikoterapi” ve “Destekleyici Psikoterapi” yöntemleriyle başarı oranı yüksektir.
Psikoterapi sürecinin, psikiyatrist tarafından önerilen ilaç tedavisi ile birlikte yapılmasıyla başarı oranı daha da yükselir.